Sigorta sözleşmenin karşılıklı olmasının bir sonucu olarak sigorta ettirene düşen borçlar sigortacının haklarını oluştururken, sigortacının borçları ise sigorta ettirenin haklarını oluşturmaktadır.
SİGORTACININ YÜKÜMLÜLÜKERİ
Riziko Taşıma Yükümlülüğü
Sigortacının, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ana edimi sigorta himayesi sağlamak-rizikoyu taşımaktır. Sigortacının bu yükümlülüğünün kapsamının belirlenebilmesi için sigorta sözleşmesinde, sözleşmeye konu olan menfaatin bütünü ve teminat altına alınacak rizikoların açıkça belirtilmesi gerekir.
Sigorta sözleşmesinde riziko olarak belirlenen olayın hukuk düzeni tarafından korunabilecek olması gereklidir. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta sözleşmesi yapılamaz.
TTK. m. 1421/1’e göre, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, sigortacının sorumluluğu; primin veya ilk taksitin ödenmesi ile başlar. Kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur. Buna göre sigortacı, sigorta sözleşmesinde belirlenmiş olan sigorta süresi boyunca rizikoyu taşımakla yükümlüdür. Sürenin bitiminden sonra hasar meydana gelmesi halinde ise hasar sigorta teminatı dışında kaldığından, sigortacının hasarı karşılama zorunluluğu yoktur. Bu sebepten sözleşmede, sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü için belirtilen zaman dilimi açık ve ayrıntılı bir şekilde belirlenir.
Yargıtay HGK kararında “… Bununla birlikte 6762 sayılı TTK’nin 1295. (6102 sayılı TTK’nin 1431.) maddesi gereğince sigorta ettirenin prim ödeme borcu ise kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalar hariç olmak poliçenin teslim edilmesi anında muaccel hâle gelecektir. Görüldüğü üzere sigorta poliçesinin verilmesinin sigorta sözleşmesinin kurulması üzerinde bir etkisi bulunmamakta, sadece sigorta ettirenin prim ödeme borcunun muaccel olmasını sağlamaktadır. Sigorta ettiren tarafından primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile de sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü başlamaktadır…” denilmiştir.
TTK. m. 1452/3 hükmü uyarınca, TTK. m.1421 hükmü sigorta ettiren, sigortalı, lehtar aleyhine değiştirilemez.
Gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi imkânsız hale gelmiş rizikolar için sigorta sözleşmesi yapılamaz. Ayrıca sigortacının sorumluluğu başlamadan, sigorta ettirenin, sigortalının ve can sigortalarında ayrıca lehtarın, fiilleri ve etkileri olmaksızın rizikonun gerçekleşmesi imkansızlaşmışsa, sigortacı prime hak kazanamaz.
Aydınlatma Yükümlülüğü
TTK. m. 1423’te düzenlemiştir. Hükme göre göre, sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak koşuluyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklanacaktır
TTK. m. 1423/2’ye göre ise, aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı koşullarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıdadır.
TTK. m. 1423/3; ‘‘Hazine Müsteşarlığı, çeşitli ülkelerin ve özellikle Avrupa Birliğinin düzenlemelerini dikkate alarak, tüketiciyi aydınlatma açıklamasının şeklini ve içeriğini belirler’’ düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hüküm TTK. m. 1452/3 uyarınca sigorta ettiren, sigortalı, lehtar aleyhine değiştirilemez, değiştirilmesi halinde kanun hükmü uygulanır.
SK m. 11/3 uyarınca, sigortacının aydınlatma yükümlülüğünün kapsamı yönetmelik ile düzenlenmektedir. Buna göre; ‘‘Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehdar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.’’ SK m. 11/4’e göre ise‘‘Sigorta sözleşmelerinde kapsam dâhiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.’’
Poliçe Verme Yükümlülüğü
Sigorta sözleşmesi kurulduktan sonra sigortacı, sigorta ettirene sigorta poliçesi vermekle yükümlüdür. Sigortacı veya acente ile sözleşme kurulmuşsa sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmi dört saat içerisinde sigorta ettirene imzalı poliçenin verilmesi gereklidir. Kanunun belirlenen hususlara ve poliçenin imzalanması zorunludur. Yaptırımı ise sigorta ettirenin uğradığı zararların tazminidir.
Sigorta poliçesi bir kıymetli evrak değildir. TTK. m. 1424/2 hükmünde, sigorta poliçesinin kaybedilmesi halinde sigorta ettirenin, giderleri kendisine ait olmak üzere yeni bir poliçe verilmesini sigortacıdan isteyebileceğinin düzenlenmesi bunu gösterir.
Sigorta poliçesinin düzenlenmesinin amacı, poliçenin yapılıp yapılmadığını değil, sigorta sözleşmesinin yapılıp yapılmadığının ispatıdır.
Ayrıca sözleşmenin başlangıç tarihi ile poliçe tarihleri arasında farklılık varsa bu halde sözleşmenin başlangıç tarihinde sigortacının sorumluluğunun başlayacağı kabul edilmektedir.
Poliçe verme yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda, sigorta ettiren poliçenin teslimini dava ve talep etmesi de mümkündür. Ayrıca poliçe verme yükümlülüğüne aykırı hareket eden sigortacı ve aracılık yapan acenteden tazminat talep etme imkânı da vardır. Sigorta poliçesinin zamanında teslim edilmemesi sebebiyle sigorta ettiren, istediği başka bir sigortacı ile yeni bir sigorta sözleşmesi yapma hakkına da sahiptir.
Giderleri Ödeme Borcu
Sigortacı; sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bu makul giderler hiçbir fayda sağlamamış olsa dahi ödemek zorundadır.
Ancak, sigortacı tarafından karşılanacak olan masraflar, sigortalının yapması zorunlu olduğu masraflarla sınırlı olacaktır. Aşırıya kaçan giderlerin ise sigortacı tarafından ödenmesi beklenemez.
Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak mı yoksa ana zarar içinde mi değerlendirilmesi gerektiği konusunda uygulamada birlik yoktur.
Tazminat Ödeme Borcu
Sigortacının en önemli yükümlülüklerinden birisi de tazminat ödeme yükümlülüğüdür. Sigorta ettirenin sigorta sözleşmesindeki amacı, sigorta süresi içinde rizikonun gerçekleşmesi ile zarar sigortalarında poliçe kapsamına giren zararın, can sigortalarında sigorta bedelinin kendisine veya sigortalıya ödenmesini istemektir.
Sigortacı rizikonun gerçekleşmesi ile zarar sigortalarında ortaya çıkan zararı, meblağ sigortalarında ise sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.
TTK. m. 1427/1 uyarınca, sigorta sözleşmesinde zararın aynen tazminine ilişkin hüküm yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir.
SİGORTA ETTİRENİN BORÇ VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Prim Ödeme Borcu
Sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi içerisinde en temel borcu prim ödeme borcudur. Prim ödenmesi, sigorta sözleşmesinde sigorta sorumluluğunun başlaması bakımından önemlidir.
İlk primin ödenmemesi durumunda, sigortacının sözleşme konusu rizikodan sorumluluğu başlamayacaktır. Ancak taraflarca aksinin kararlaştırılması halinde, sorumluluğun prim ödemesinden önce başlayacağı düzenlenebilecektir. Sigorta ettiren, sözleşmede kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür.
Sigortacının sorumluluğun başlayabilmesi için primin tamamının veya primin taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise, ilk taksiti sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmelidir.
Bir sigorta dönemi içinde sigorta ettirene iki defa ihtar gönderilmişse, sigortacı sigorta döneminin sonunda hüküm doğurmak üzere sözleşmeyi feshedebilir. Dolayısıyla, sigorta himayesi fesih tarihine kadar devam eder ve sigortacı prime hak kazanır.
Sigorta Ettirenin Beyan Yükümlülüğü
Beyan yükümlülüğü, TTK m. 1435- 1446 maddeleri arasında yer almaktadır. Buna göre; sigorta ettiren tarafından beyan yükümlüğü üç aşamada söz konusudur.
Sözleşme yapılırken beyan yükümlülüğü
Sözleşme süresi içerisinde beyan yükümlülüğü
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra beyan yükümlülüğü
Sigorta ettiren, sözleşme öncesi bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı olarak önem teşkil eden bir durumu sigortacıya bildirmemişse veya yanlış bildirmişse sigortacı, bildirim yükümlülüğünün ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde bildirimde bulunarak sözleşmeden cayma veya prim farkı talep etme hakkına sahiptir. Buradaki on beş günlük süre hak düşürücü niteliktedir.
Rizikonun gerçekleştiğinin ihbar edilmemesinde bildirimin yapılmaması veya geç yapılması ödenecek tazminatta veya bedelde artışa sebep olmuş ise, kusurun ağırlığına göre sigortacının ödemekle yükümlü olduğu tazminattan indirilir. Sigorta ettirenin ihbar görevinin ihlalinde kusuru yoksa, bu görevi yerine getirmemesi halinde bir sorumluluğu da doğmayacaktır. Ancak sigortacı rizikonun gerçekleştiğini önce öğrenmişse, indirim talebinde bulunmaz.
Bilgi Verme ve Araştırma Yapılmasına İzin Verme Yükümlülüğü
Sigortacı, riziko gerçekleştikten sonra ödenecek sigorta tazminatını tespit edebilmek için araştırma yapması gerekmektedir. Bu nedenle sigortacı sigorta ile ilişkisi olan kişilerden bu bilgileri isteyebilmeli, gerekiyorsa rizikonun gerçekleştiği ya da sigorta konusu mal üzerinde bu bilgileri ulaşabilmesi için araştırma yapabilmelidir. Sigorta ettiren bunları yapabilmesi için sigortacıya izin vermelidir.
Bu yükümlülüğün ihlali halinde sigorta ettirenin kusurunun ağırlığına göre sigortacı tazminatta indirim hakkı kazanacaktır. Bilgi ve belgeler makul süre içerisinde sigortacıya verilmelidir. Makul süre içinde verilmemesi de sigorta ettirenin kusuru içinde değerlendirilir.
Zararı Önleme, Azaltma ve Sigortacının Rücu Haklarını Koruma Yükümlülüğü
TTK m.1448/1’e göre sigorta sözleşmelerinde, sigorta ettiren zararı önleme azaltma borcu altındadır. Başkası hesabına sigorta sözleşmeleri için her ne kadar bu konu hakkında bir düzenleme olmasa da burada da uygulama olacağı kabul edilir. Ancak sözleşmenin varlığından sigortalının haberdar olması halinde sigorta ettirenin yanı sıra sigortalı da koruma önlemleri alma yükümlüsüdür denilebilir.
Sigorta Hukukundan kaynaklanan dava ve işlemlerin takip edilmesi sürecinde hukuki prosedürler çok sıkı bir şekilde işlediğinden dolayı kanunda belirtilmiş olan sürelerin kaçırılmaması ve doğru adımlar atılması bakımından alanında uzman bir avukata danışılması önem arz etmektedir.
Bu site, T.B.B. Reklam Yasağı Yön.’nin 9/1. mad.’deki “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar internet dahil, teknolojinin ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda kendisini ifade etme hakkına sahiptir.” kuralına uygun olarak düzenlenmiş olup, reklam amacı taşımaz.Hukuk Büromuz, bu sitede yayımlanan bilgilerin hatasız veya eksiksiz olduğu konusunda bir garanti vermemektedir. Bu nedenle bilgilerin ne şekilde olursa olsun içeriğinden, iletilmesinden, alınmasından, saklanmasından sorumlu değildir. Verilen bilgiler genel nitelikte olup, bir davanın açılmak istenmesi durumunda, avukata danışılması önerilir; çünkü hukuk, olaya ve duruma göre değişiklik arz eder.
© 2024 Tüm hakları saklıdır. Designed with love <3