Boşanma sebepleri her ne olursa olsun, örneğin özel boşanma sebepleri olan zina, hayata kast, terk gibi boşanma sebepleri ile genel boşanma sebepleri olan evlilik birliğinin temelden sarsılması boşanma davasında da boşanmanın ferileri talep edilebilecektir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
1- Tedbir Nafakası
Boşanma davası öncesi veya dava sırasında eşlerin, evlilik birliğinin ve müşterek çocukların giderlerine evlilik birliği sona erinceye dek katılmalarının sağlanması amacıyla hükmedilen nafaka türüdür. Yani eşler arasında kesimleşmiş bir boşanma kararı olmadan söz konusu olabilecek bir nafaka türüdür. Hatta bir boşanma davası olmaksızın dahi ayrılık durumunda da bu nafaka talep edilebilir. Tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için kusur tespiti yapılmasına gerek yoktur. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan dört nafaka türünden birisidir. Bunun dışında mevzuatta; yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası yer alır. Cinsiyet ayrımı olmaksızın eşlerden birinin talep edebileceği gibi, mahkeme tarafından da ödenmesine karar verilebilir. Dava sırasında veya öncesinde olmak üzere herhangi bir aşamada talep edilebilir.
2- Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk Nafakası boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek tarafa verilen bir nafaka türüdür. Ancak bu nafakayı talep eden taraf boşanmada daha ağır kusurlu olmamalıdır. Bu nafakada tarafların kusuru son derece önemlidir. Yoksullun nafakası, boşanma ile beraber talep edilebileceği gibi davanın kesinleşmesinin ardından da talep edilebilir. Fakat, davanın kesinleşmesinden sonra bu nafakanın talep edilebilmesi için, boşanma kararının kesinleşmesini takiben 1 yıl içinde dava açılması gerekir. Yoksulluk nafakası süresiz bir nafakadır. Fakat nafaka taraflarından birinin vefat etmesi veya evlenmesi halinde yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkar. Mahkeme ilamı ve ilam hükmündeki kararlar, son işlet tarihini takiben 10 sene geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak nafakaya dair ilamlar, ilgili kurala istisna teşkil eder. Dolayısıyla, yoksulluk nafakası alacağın ilişkin bir mahkeme kararı üzerinden on sene geçse dahi, bu mahkeme kararı geçerliliğini kaybetmez. Fakat, birikmiş alacaklar üzerinden on sene geçmesiyle biriken nafaka alacakları zamanaşımına uğrar. Yoksulluk ve diğer nafaka uyuşmazlıklarında hak ve menfaat kaybı yaşanmaması adına deneyimli bir Aile Hukuku avukatından hukuki yardım almak, sürecin en sağlıklı şekilde yürütülebilmesi adına önemlidir.
3- İştirak Nafakası
Bu nafaka türü, velayetin kendisine bırakılmayan eşin, velayet bırakılan eşe reşit olmayan çocukları hakkında düzenlenen bir nafaka türüdür. Müşterek çocuğun eğitimi, bakımı, temel ihtiyaçları ve diğer giderleri için ödenir. Bu nafakaya tarafların hiç bir talebi olmasa dahi hakim tarafından hükmolunabilir. Şartların değişmesi veya hakkaniyetin gerektirmesi hallerinde iştirak nafakası dava yolu ile arttırılabilir, azaltılabilir ya da kaldırılabilir.
4- Maddi-Manevi Tazminat
Mevcut veya beklenen menfaatleriniz boşanma yüzünden zarar gören kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan maddi tazminat isteyebilir. Aynı zamanda boşanma yüzünden kişilik haklarınız saldırıya uğramışsa saldırıya uğrayan taraf kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.Yani mahkeme kendiliğinden bir talep olmadıkça tazminata hükmetmeyecektir. Talep edilmesi gerektiği kadar ne miktarda bir maddi/ manevi tazminat istendiğinin net olması da oldukça önemli bir koşuldur. Yani sadece manevi tazminat istendiğinin belirtilmesi de yeterli olamayacaktır, mutlaka talep edilen maddi/ manevi tazminat miktarı açıklanmalıdır.Talep edilen miktar aşılarak manevi tazminata hükmedilemez. Ancak siz talep etmiş olduğunuz manevi tazminatın yanı sıra ona faiz işletilmesini de talep edebilirsiniz. Tıpkı manevi tazminatın kendiliğinden hükmedilemeyeceği gibi faiz de talep edilmedikçe mahkeme tarafından kararlaştırılamayacak bir husustur
HANGİ DURUMLARDA MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR?
Başka bir kadınla yaşayarak evlilik dışı bir çocuk sahibi olma istek durumunda diğer eşe manevi tazminat verilmesini gerektirir, bu durum kişilik haklarına saldırı niteliğindedir
Doğum sırasında felç kalan eşinin sağlığıyla ilgilenmemek manevi tazminat verilmesini gerektirir, Eşin kürtaja zorlanması,
Eşini zina ve fuhuş yapmakla haksız olarak itham etmek,
Eşinin ailesi ile iletişimini engellemek,
Eşini istemediğini söylemek,
Eşinin hamileliği ile ilgilenmemek,
Eşini etnik kimliği üzerinden aşağılamak,
Eşine hakaret içeren telefon mesajları göndermek,
Eşini haksız yere hırsızlıkla suçlamak vb. daha birçok örnek verilebilmesi mümkündür. Kişilik haklarına saldırı teşkil eden durumlar yukarıda sayılanlar ile sınırlı değildir.
BOŞANMA DAVASI SONRASINDA ZİYNETLER NE OLACAK?
Düğünde takılan takılar kime aittir aslında uzun zamandan beri düğünde takılan takılar kadına ait kabul edilmiştir. 2021 yılında bir karar değişikliği gerçekleşmiş ve erkeğe takılan takılar erkeğe, kadına takılan takılar kadına aitti denilmişti. Ancak bu içtihattan dönüldü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu güncel kararında düğünde takılan takılar kime takılırsa takılsın bir anlaşma yoksa veya yerel adet yoksa kadına ait kabul edileceği yönünde hüküm kurmuştur. Düğünde takılan takılar kime aittir hususunda çokça karıştırılan bir durum vardır. Takıları kimin tarafından, kimin taktığı değil ziynet alacağı konusunda çiftler düğünden önce bu hususta bir anlaşma yapmış mı, oranın yerel âdeti nedir bunlar önem arz etmektedir. Her düğünün, her bölgenin geleneğinin farklı talepler doğuracağı söz konusu olabilecektir bu yüzden konuyla ilgili genel çerçeveden bilgiler verilecek olup bu konu için alanında uzman bir avukattan danışmanlık alınması gerekmektedir.
Bu site, T.B.B. Reklam Yasağı Yön.’nin 9/1. mad.’deki “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar internet dahil, teknolojinin ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda kendisini ifade etme hakkına sahiptir.” kuralına uygun olarak düzenlenmiş olup, reklam amacı taşımaz.Hukuk Büromuz, bu sitede yayımlanan bilgilerin hatasız veya eksiksiz olduğu konusunda bir garanti vermemektedir. Bu nedenle bilgilerin ne şekilde olursa olsun içeriğinden, iletilmesinden, alınmasından, saklanmasından sorumlu değildir. Verilen bilgiler genel nitelikte olup, bir davanın açılmak istenmesi durumunda, avukata danışılması önerilir; çünkü hukuk, olaya ve duruma göre değişiklik arz eder.
© 2024 Tüm hakları saklıdır. Designed with love <3